Milyonları peşinden sürükleyen kulüpler bu cazibeleriyle, Cemaatin yani şimdiki adi ile „FETÖ“’nün radarına girdi ve en önemli hedefleri Fenerbahçe SK idi. Bir çok kulübün yönetimine de sızmayı başaran ancak Fenerbahçe’ye sızmakta büyük zorluk yaşandığı, bizzat Fetullah Gülen tarafından dile getirildi.
Fenerbahçe’nin şampiyon olduğu 2010-2011 sezonuna ilişkin bazı müsabakalarda şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılan soruşturma kapsamında 3 Temmuz 2011 günü Aziz Yıldırım’ın da aralarında olduğu bazı spor kulüplerinin yöneticileri ile futbolcuları gözaltına alındı. Bu operasyon Fenerbahçe’nin 2009-10 Sezonunda şampiyon olması halinde hayata geçirilmek istenmiş ve şampiyon olamadığımız için ertelenmiş bir cemaat operasyonudur.
Özellikle Aziz Yıldırım üzerine yoğunlaşan operasyonda Fenerbahçe SK’nün Taraftarının, Piyasa hisse değerinin ve tapulu mal varlıklarının kontrol altına alınması hedeflendi. Nitekim Fetullah Gülen’in avukatı, diğer tutuklu sanıklara “Aziz Yıldırım’ı verin, akşama evdesiniz.” denildiğini itiraf etti.
“Toplumsal kaos” provası
FETÖ’cü savcılar tarafından başlatılan şike operasyonuyla Fenerbahçe’nin kontrol altına alınması ve Türk futbolunun dizayn edilmesinin ötesinde, taraftar gruplarının kışkırtılması da hedeflendi. Böylece örgüt tarafından Gezi benzeri toplumsal kaos olaylarının fitillenmesi planlandı. Bu doğrultuda FETÖ’nün bu minvalde provoke ettiği Fenerbahçeli taraftarlar, kitlesel eylemlere girişti. Örgüt üyesi polis müdürleri stadyumda biber gazı sıkılmasına varan talimatlarıyla taraftarları alabildiğine kışkırttı. Kumpasın medya ayağının “algı üssü” konumunda ise Zaman gazetesi yer aldı. FETÖ tetikçileri, Zaman gazetesinde kurgulanan senaryolara kamuoyunun inandırılması görevini üstlendi.
Landshut Fenerbahçeliler Derneği